Sonuçlar

    Türkçe Almanca
    tutuklu kalma
    {noun}
    das Eingesperrtsein
    {noun} {n}

    İlişkili Sonuçlar

    Türkçe Almanca
    cezasız kalma
    {noun}
    die Straffreiheit
    {noun} {f}
    cezasız kalma
    {noun}
    die Straflosigkeit
    {noun} {f}
    tutuklu
    {adj}
    law.
    Häftlinge
    {adj}
    tutuklu
    {noun}
    der Strafgefangene
    {noun} {m}
    tutuklu
    {adj}
    law.
    Häftling
    {adj}
    tutuklu
    {noun}
    law.
    der Gefangene
    {noun} {m}
    tutuklu
    {adj}
    law.
    gefangen
    {adj}
    tutuklu
    {noun}
    die Insassin
    {noun} {f}
    hayatta kalma
    {vb}
    fortleben
    {vb} {vi}
    eskiden kalma
    {adj}
    altertümlich
    {adj}
    donup kalma
    {noun}
    die Starre
    {noun} {f}
    maruz kalma
    {noun}
    die Entblößung
    {noun} {f}
    sağlıklı kalma
    {noun}
    die Gesunderhaltung
    {noun} {f}
    geç kalma
    {noun}
    die Verspätung
    {noun} {f}
    gebe kalma
    {noun}
    die Empfängnis
    {noun} {f}
    taş devrinden kalma
    {adj}
    steinalt
    {adj}
    hayatta kalma mücadelesi
    {noun}
    der Überlebenskampf
    {noun} {m}
    radyasyona maruz kalma
    {noun}
    die Strahlenbelastung
    {noun} {f}
    sınır dışı edilicek tutuklu
    {noun}
    der Abschiebehäftling
    {noun} {m}